Powered By Blogger
BİNA YÖNETİMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BİNA YÖNETİMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Haziran 2018 Perşembe

010- BİR ADIGE'NİN KAOTİK BİNAYI YÖNETİM TARZI

Burada, sizlerle yaşadığım bir hikayeyi paylaşmak istiyorum.   Hikayeler iyi bir anlatma aracıdır ve ilham kaynağıdır.

Hikaye, 1998 yılında  15 katlı 60 daireli yeni yapılmış bir binada geçiyor. Bu bina Türkiye'nin herhangi bir yerinde olabilir.  Varsayın ki, siz de Kayseri'de veya Ankara'da   böyle bir binada oturuyorsunuz.  Söz  konusu apartmanın inşaatı bitmiş ve 4 seneden beri  oturulmaktadır. Ancak ne hikmetse, bu bina bir türlü huzur bulmuyor. Bina yönetimi sık sık değişiyor. Gelen gideni aratıyor. Apartmanda son zamanlarda  tam  bir kaos havası  mevcut.  Apartmanın altında küçük bir yönetim odası, giriş kapısı sağ tarafında, tam karşısında küçük bir masa - arkasında bir sandalye, bu başkan için tahsis edilmiş durumda. Sandalye düzeni ile en fazla  8-10 kişinin oturabileceği  büyüklükte bir yönetim odası.

Günün birinde,  bu odanın  önünde bekleşenler var. X kişi, yorgun argın  işinden geliyorken, Yönetim odasının önünde bekleşenleri fark ediyor ve anlamak için yanlarına varıyor. Konu , her zaman olduğu gibi,  bina yönetim sorunları toplantısı. Mevcut yönetim , artık tıkanmış devredecek başka birilerini arıyor. Kimsede kaosu üstlenmek istemiyor. Bir çaresizlikle baş başa apartman halkı. X kişi,  soruyor mevcut başkana, "Bir apartmanı yönetmek niye bu kadar zor, sorun nedir? Devlet  yönetmiyorsunuz, eni konu bir apartman." diye sözü tamamlayınca,  yüzünde hafif bir tebessüm beliren, başkandan cevap geliyor . "Aidat veren yok, asansörler bozuk, inip çıkamıyoruz.  Ne yapacağımızı şaşırdık. Yönetimi kimse almıyor. Bunaldık." diyerek durumu kısaca özetliyor, başkan.  

Bu cevaba muhatap olan X kişi, aynı apartmanda oturan bir Adıgedir.  50 yaşında - ilk okul mezunu ve bir otelde çalışarak hayatını kazanmaktadır.  Kısa bir vicdan muhasebesi yaptıktan sonra,  sorar, "Benim yapabileceğim bir şey varsa, bir ucundan tutayım." diyerek bir işaret verir.  Bu arada başkanın gözleri parlar. Yönetimi yıkacak bir enayi  herhalde  ortaya çıkacak, der  gibi, bir düşünce şimşek gibi  çakar kafasında. " Ne olur, yardımcı olun, apartmanın halini görüyorsunuz. Çaresiz kaldık" , der başkan.   

X kişi,  aynı apartmanda oturmakta  o da 13 katı yürüyerek çıkmak durumunda kalmakta  ve vicdan ve sorumluluk sahibi bir bireydir.   Anlaşıldığı kadarı ile, çaresiz bir ortamda çare olmaya soyunmaya niyetli, gözükmektedir.  Şöyle bir öneri atar ortaya, Apartmanın altında binaya ait bir dükkan, o günlerde boş durmaktadır. "Önümüzdeki Pazar günü şu saatte boş duran iş yerinde toplanalım, sandalyesini alan herkes gelsin, konuşalım." Bu arada tüm dairelerde oturanlara haber verilir. Sorunların üstesinden gelebileceğimizi anlarsam yardımcı olurum der,  X kişi.  Pazar günü geldiğinde,  sandalyesini alan apartman sakinleri, iş yerinde , yeni başkan adaylarını beklemekteler.  X kişi, sorunları dinler notlarını alır. Hak ve hukuk - sorumluluklardan - kul haklarından - komşuluk haklarından dili döndüğünce bahis eder. Çözüm konusunda sakinlerin motivasyonunu yükseltecek kısa bir konuşma yapar.  Sizler de yardımcı olmaya söz verdiğinize göre, ben de apartmanımız için elimden geleni yapmaya gayret edeceğim, ancak, sizde apartmanın sorunları ne ise yazın, çözümü ile beraber toplantı gününe getirin. diye tembih eder.

Resmi Toplantı için, yakınlarda bulunan bir apartmanın altında Kafe olarak işletilmekte olan iş yeri ile anlaşmaya varılır. Salonunda 60 kişinin oturabileceği U şeklinde masa düzeni ayarlanır.  Toplantıda çay - kurabiye de ikram edilecektir.  Toplantı hazırlıkları tamamlanır. O gün bir mucize yaşanır. Her dairenin sahibi veya oturanı istisnasız 60  kişide toplantı da hazır olurlar. Türkiye'de apartman yönetim toplantısı önemsenmez ve gidilmez, onun için, mucize yaşandı diyorum. Önceden kararlaştırıldığı gibi önemli mazereti olup, gelemeyecek olan mal sahibi, mutlaka vekil gönderecek, kararımıza uyulur.  Binayı yaptıran kooperatif başkanı mazeretinden dolayı  birisini  vekil olarak göndermiştir.  Toplantı , önceden hazırlanan gündeme uygun şekilde yürütülmektedir.  Daha önceden tembih edildiği üzere, başkan adayı, herkesten, sorunlar ve çözüm notlarını ister,   Allah'ın bir kulundan bir sorun not edilmemiştir.  X kişi başkan adayı, hayretler içinde kalmıştır. Bu kadar problem yumağına dönen apartmanda hiç bir sorun yok - şikayet yok. Öyleyse, çözüm de yok.  Herkes birbirine bakar. Soğuk bir ortam yaşanır. Böyle bir ortamda, denebilecek en uygun şey, kalkın gidiyoruz. Sorun yoksa yönetici de yok, dene bilirdi. Ancak o gün öyle olmadı.

X kişi - başkan adayı, toplumu iyi tanıdığı için, her şeyi apartman sakinlerine bırakacak kadar  basiretsiz değildi.  Sorunlar ve çözümler konusunda hazırlıklarını bizzat kendisi de  yapmıştı. En azından 60 kişiden  birer sorun ve çözümü beklenirdi.  Başkan adayı, önceden belirlemiş olduğu 38 sorun ve çözümünü de birlikte apartman sakinlerine sundu.  Sorunlar doğru tespit edilmiş, çözümleri de uygundu.  Ancak bir noktada, bir kişiden itiraz gelmişti. O  kişi de emekli bir banka müdürü beyefendi bir kimse idi. İtirazı şöyle idi. 4 yıl geçmesine rağmen, taşınanların eşyaları inşaattan kalma calaskallı vinç ile taşınmakta, olduğu için, "Asansörlerimiz sağlıklı çalışmıyor, vinç ile eşya taşınmasına devam edelim, şeklindeki itiraza, başkan adayı, "Eşya taşıma esnasında doğabilecek , bir aksilikten  dolayı  sorumluluk alamam. Vinç iptal edilmeli." şeklinde cevap verildi.  Kısaca, 38 soruna 38 çözüm bulundu. Tümü oy birliği ile karara bağlandı.

Eski yönetim, lafı uzatmamak adına  oy birliği ile ibra edildi. Başkan adayı oy birliği başkana dönüştü, yanına iki kişide gönüllü  yardımcı bulundu. Tüm resmi defterlerin yenisinin  onaylattırılması karara bağlandı. .  Böylece apartmana yeni  beyaz bir sayfa açıldı.

Toplantının bitiminde,  yeni başkan tebrik edildi. Kimileri farklı iltifatlarda bulundular. Örneğin.  "Kaç üniversite  bitirdin? - Sen avukat mısın? - Senin gibi bir insan aramızda yaşıyordu da neden şimdiye kadar ortaya çıkmadın? vb.  Allah, senden razı olsun." Duaları ile birlikte yeni başkan onurlandırıldı.  

6 ay kadar sonra bir toplantı daha yapıldı. Bu sefer 13 sorun ve çözümü tespit edilmişti. Yeni toplantıda  bu  tür sorunlar ele alındı, çözümleri bulundu. Akabinde  Başkan çalışmakta olduğu için iş yerinde de verimi düşüyordu. Yönetimi devretmek istediyse de gönüllü aday çıkmıyordu.   Oysa yönetim işi oldukça kolaylaşmıştı.  Her şeyin yolu yordamı bulunmuş, apartmana huzur gelmiş, sorunlar peyderpey gideriliyordu, yeni bir çığır da açılmıştı.   Apartman sakinlerinden bir doktor, ortaya çıktı. "Bari yönetimi ben üstleneyim." dedi. 6 ay sonra mevcut yönetim ibra olunarak, yeni yönetime devir olunmuştu. Böylelikle apartman yeniden hayat buldu. Huzur buldu. Böylece, bir  apartmanın yönetim hikayesi yaşandı.

Şimdi, bu hikayeden esinlenerek, Adıge - Abhaz toplumu olarak,  ne tür sorunlarımız var, nasıl çözümler üretebiliriz? Sorusuna cevap arayacak değilim. Hikayede olduğu gibi, apartman sakinlerinin, "Sorun yok - çözüm de yok." der gibi, kaygısız bir toplumda değiliz. Toplumumuzun hayrına, Ne yapabiliriz? Neyi daha iyi yapabiliriz?  Neyi -  niçin yapmalıyız?  ve benzeri sorular sorarak hep birlikte cevap arayabiliriz. Kanaatini taşıyorum. Halimizden memnun isek, düşünmeye ve fikir üretmeye de gerek yok, diyerek, mutat işlerimize bakabiliriz. Bu hikaye en çok dernek yöneticileri vb. STK'larımızı ilgilendiriyor gibi görünse de, her birey sorunlarımız üzerinde düşünmeli, sonucunda ortak akıl hakim olmalıdır.

Yaşamış olduğum, bu hikayemi sevgi ve saygı ile paylaşıyorum. Allah'a emanet olunuz.

Sebahattin Tokmak - Kayseri