Sayın Divan
Kurulu Başkanı - heyeti
ve saygı değer dernek üyelerimiz hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Beni yeterince tanımayanlara kendimi kısaca ifade edecek olursam, ben, Sebahattin Tokmak,
1949 yılı Uzunyayla Hilmiye köyü
doğumluyum. Pınarbaşı Barbaros
İlkokulu 1961 yılı mezunuyum. İlkokul mezunu olsam da, zihin
yapısı olarak, “bir kelime öğrensem
kardır” kabilinden öğrenme merakım devam
ediyor. 14 yaşından beri, emekli olup Kayseri’ye dönünceye kadar Kayseri
dışında çalıştım. 5 senedir derneğimizin
üyesiyim.
Ben de, derneğimize hizmet açısından düşüncelerimi Genel Kurul öncesinden değerli
büyüklerimize ve dernek üyelerimize ifade etmeyi düşünüyor iken, Onur Kurulu
başkanımız Nuri Barış beye danıştım. Genel Kurulda bir takım görüşlerimi dile
getirmek istiyorum, uygun olur mu? Diye sordum, ve onayını aldım. Şöyle ki, Derneğimizin
tüzüğünde faaliyetleri arasında KÜLTÜREL EĞİTİM kavramları yer almasına rağmen,
( yazları birkaç öğrenciye, Adıge dili öğretme çabalarını hariç tutarak) dernek amacına uygun KÜLTÜREL EĞİTİM FAALİYETLERİ KOLU olmayışını bir
eksiklik olarak görmekteyim. Bu vesile ile, derneğimizin tüzüğünde belirtilen amaçlara uygun şekilde, kapsamlı kültürel eğitim
faaliyetlerinde bulunmasını teklif
ediyorum. Bu zeminde neler yapabiliriz? Sorusunu sormak gerekir. Bunun
cevabını, 2 senedir yazmaya devam ettiğim, 11 adet makale ile yayınlanmamış birkaç yazımda dile getirmiş
bulunuyorum. Söz konusu yazılar,
ADIGE-XASE-DERNEKLERİ.BLOGSPOT.COM
adresinde mevcuttur. Söz konusu yazılarımda nasıl bir Adıge dernekçiliği,
hayal ettiğimi yazıyorum ve meraklıları için paylaşıyorum. Bu yazılar bu güne yaklaşık 1500 kişi
tarafından görüldü veya okundu. Yine
de, burada başlıklar halinde zikretmem gerekirse; öncelikle
bir ofis yani çalışma ortamı oluşturmalıyız. Ki, tüm eğitim
faaliyetlerini rahatça yürütebileceğimiz bir ortam olsun. 1-) Giriş katında, kültürümüze ait kitaplardan
oluşan kütüphane oluşturabiliriz. 2-) Kültürümüze
ait kitap / dergi vb. materyalleri
bireysel veya grup halinde OKUMA GÜNLERİ düzenleyebiliriz. 3-)
Yönetim Kurulu toplantıları ofis ortamında rahatça yürütebiliriz.
4-) Çerkesçe belgesel – Tiyatro vb. faydalı kültürel
yayınları İnternet üzerinden - Televizyondan izleyebiliriz. İleride, radyo ve tv yayınları yapabiliriz.
Halkla ilişkiler çalışmaları olabilir. Dernek web sitesi ve sosyal medyayı daha
derli toplu kullanma gayretleri olabilir. - Toplum hayrına faydalı bilgilerin toplama
–derleme – paylaşma yeri – kitap yazma çalışmaları - Anket çalışmaları – Köylerimizi tanıma
-tanıtma çalışmaları – Grup halinde Adigece
sohbet ortamları – Büyüklerimizden xabzeye ilişkin bilgi görgü ve
tecrübelerini röportaj şeklinde toplayabiliriz ve Xabze kitabı oluşturma hazırlıkları – ve sizlerinde önereceği farklı faaliyet çalışmalarında bulunabiliriz.
Her zaman için İnternet üzerinden Adige dili çalışmaları – yazları gençlerimize
Dil ve Xabze çalışmaları – Thamade – Xabze – Adıgağe üzerine bilgi alış verişi
– olabilir. Kısaca, Proje şeklinde, AKIL – OKUL – TEKNOLOJİ – SİNERJİ dörtlüsünden oluşan, insan ve diğer üç önemli
araç ile, her tür faaliyetlerimizi, söz
konusu ettiğim bu ofis ortamında yürütebiliriz.
Tüm işleri yürütebilmek için, bu işe yatkın emekli öğretmen / akademisyen ve bilgimi toplumla
paylaşmaktan kıvanç duyarım, diyen herkese açık bilgi paylaşım platformu olarak düşünmeliyiz. Bu işlerden sorumluluğunu
üstlenen bir DANIŞMA-PAYLAŞMA-KURULU oluşturmak gerekeceğini herhalde takdir
edersiniz. Bu heyet, yönetim kurulunun aldığı kararlar çerçevesinde
faaliyetlerini sürdürmelidir. Bu tür eğitim çalışmaları, insan ile ve insandan
insana olur. Burada dernekte yerimiz var gönüllü insanımız var. Zira insansız, hiçbir şey olmaz. Gönüllü imece çalışması ile,
birçok işin üstesinden
gelebiliriz.
İzninizle bu konuya biraz açıklık getirmem
gerek. Atalarımız, Kafkasya’da yaşamını sürdürürken,
özdeş bir yapıyla, dilimizi konuşuyor, xabzelerimizi
uygulayarak zamanın şartlarına uygun
yaşantılarına devam ederken, tarihin ve
toplumsal kaderimizin bir cilvesi olarak
bu gün burada Türkiye’deyiz. Uzunyayla’da 1970 – 1980 lere kadar yani köylerden şehirlere göç başlamazdan önce, dilimizi konuşma ve adetlerimizi sürdürme
konusunda şikayetimiz yoktu. Arada geçen
2 nesil boyunca yani 40 – 50
senelik şehir hayatımız boyunca pek dile getirmiyor isek de, bir takım sıkıntıları her halde hissediyoruz.
Dilimizi yeterince konuşamama - xabzelerimizi nerede ve nasıl uygulayacağımız
konusunda bir takım tereddütler yaşamaktayız.
Bu ve buna benzer sorunlarımız olduğunda, dile getireceğimiz ve sorunlarımıza çözüm
üreteceğimiz bir başvuru yerimiz,
derneklerimiz olması gerekir diye düşünmekteyim. Ne sorunlarımızı dile getiriyoruz, ne de
çözüm aramayı düşünüyoruz. Sadece hayıflanmakla yetiniyoruz. Kişisel
görüş ve kanaatim bu yöndedir.
Uzunyayla’da Haçeş kültürü ile büyüyen değerli
büyüklerimiz, muhtemelen böyle bir sıkıntıyı
fark etmiyor olabilirler. Örneğin, benim gibi Türkiye'nin değişik yerlerinde hayatlarını sürdüren veya
göçlerle birlikte şehirlerde doğup büyüyen çocuklarımız –
gençlerimiz iki kültür arasında
bocalama yaşadıklarını fark etmiyor da
olabiliriz. Özetle, her tür sorunlarımızı dile getirebileceğimiz
ve sorun ve çözüm merkezimizin olması, sizce de önemli değil mi? Sizler de bu konuyu
önemli buluyorsanız, işbu dilek ve temennimi, saygı değer Onur
Kurulu ve dernek üyelerimizin – değerli
yeni başkan adaylarımızın huzurunda
dile getirmiş bulunuyorum.
İki dönemdir, dernek faaliyetlerimizi başarı
ile ifa eden sayın İzhan Baykal başkanımıza
ve ekibine huzurlarınızda şahsım adına
teşekkürü borç biliyorum.
Sizleri tekrar saygı ile selamlayarak,
sözlerimi noktalıyorum. Divan kuruluna kolaylıklar ve oylarınızla seçilecek yeni yönetime de başarılar dilerim.
2. BÖLÜM ( Divan başkanından izin iste 8-10 dakika
daha beni dinlemek isterler mi acaba, değerli büyüklerimiz sıkmak ta
istemem.) Bundan sonra, Divan başkanının,
izni olursa, devam edeceğim.)
1-) Yeter ki,
yapabileceklerimizin farkında olalım. ŞÖYLE Kİ;
2-) Çok şükür, mülkü
kendimize ait olan, bir dernek binamız yani mekanımız var. Allah, bu güzel
derneğimizin mülkünü edinmemize vesile olan – mali katkıda bulunan – sağlıklı
şekilde bu günlere getiren – hizmet veren dernek başkanlarımıza – emek veren
herkese şükran borçluyuz.
3-) Bu gün burada
Genel Kurulda bir çok üyemiz var iken, düşüncelerimi sizler ile paylaşmak
isterim. Sözlerimi biraz uzun bulursanız, tahammül etmenizi rica ediyorum.
4-) Yapacağımız her
şey, SEVGİ – SAYGI – SAĞDUYU ekseninde olmalı. İtici olan her tür söylem ve
eylemden kaçınmalıyız. Aksi halde, hedefe ulaşamadan başladığımız gibi
bırakmak durumunda da kalabiliriz. Bu sözlerimi aklımızın bir tarafında not
etmekte fayda var. Alınganlık göstermeden, size hitap etmeyen bir yer varsa,
söz alarak tartışarak her zaman çözüm bulmak kabildir. Adıge toplumu zaten düşünce odaklı bir toplumuz. Xabzelerimizi tarihte
Kafkasya’da düşünerek – ihtiyaç olduğunda, Xase - Wunafe toplantıları yaparak
oluşturduk. Bir makalenin başlığı şöyle
idi: ÇERKESLERİN EN MUHTEŞEM ESERİ XABZELERİDİR. Biliyorsunuz, Xabxelerimiz kurallar manzumesi
olup, beşikten mezara kadar hayatımızın tüm aşamalarını kapsayacak şekilde
düzenlenmiştir.
Değerli büyüklerimiz bu gün hayatta iken, varlıklarının
kıymetini bilerek – bilgi, görgü ve tecrübelerinden bir fayda üretmeli ve
değerlendirerek paylaşmalıyız, fikrinden yola çıkarak bir şeyler
yapabileceğimizi düşünerek fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Okulumuz, SEVGİ – SAYGI – BİLGİ VE İLGİ ile toplanmalı
– değerlendirilmeli ve yine topluma mal ederek paylaşmalıyız. Thamade, wunafe, xabze toplumu olarak , bu özelliklerimizi
bundan sonra da işleyerek geliştirmeliyiz.
5-) Bu güne kadar,
Türkiye’de yazılmış iki tane XABZE KİTABI
var. Bu kitaplar Tletseruk Nahit Serbes Adapazarı’ndan - ve Tuma Rahmi Tuna tarafından yazılmıştır. Rahmi bey, Göksun’ludur. Bu kıymetli eserlerin farkında olmalı ve
okumalı – paylaşmalıyız. Her evde bulunsun türünden başvuru kitaplardır. Bizler de dernek adına önümüzdeki süreçte
UZUNYAYLA XABZELERİ veya benzeri ad ile
bir kitap yayınlayabilir miyiz? Bence
mümkün, her şey bir ilk adımla başlar.
Ne yapacağımızı düşünmekle – karar almakla – sevgi, saygı ve sağduyuyu elden
bırakmadan adım atmakla kabildir. Her gün aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar
beklemek, mümkün değildir. Bu gün burada huzurlarınızda iken, her gün duyduklarımızdan daha farklı bir şeyler
söylüyorum. Muhtemelen bunun
farkındasınızdır.
6-) Bu türden
çalışmalarımızın adına, örneğin: KAYSERİ BİR KAF AKADEMİ veya benzer bir isim verebiliriz. Bu faaliyetlerimiz arasında, İsterlerse, büyüklerimizle röportaj yapar,
anlatmalarına vesile olabiliriz. Elde edilen bilgiyi derler toparlar, kitap
halinde veya web sitemizde yayınlayabiliriz.
Yine bu çatı altında, İnternet üzerinden ( BEDAVA veya cüz-i bedel
mukabilinde) Radyo yayınları ve
Görüntülü canlı veya kayıttan TV yayınları
yapabiliriz. Teknoloji gittikçe gelişiyor, nimetlerinden faydalanmak
kaçınılmaz hale geliyor. Bizim aklımız bu işlere ermez, demek, çözüm değildir. Bilen gençlerimizi bulup, hüner ve
bilgilerinden de faydalanmalıyız. Bu tür yayınları evimizin huzurlu
ortamlarında ailece yorumlar yaparak izleyebilirler.
Bu tür
faaliyetlerimizden reklamlar alabilir ve oluşacak kazanç ile faaliyetlerimizi
geliştirebiliriz. Burs verdiğimiz öğrenci sayısını artırabiliriz. Yine öğrenci gençlerimizi bu tür faaliyetlerimize dahil ederek, toplumla
tanışma ve kaynaşmalarına vesile olabiliriz. Sözün kısası, toplumsal
iletişimimizi artırarak, elde edilecek her tür olanağı SEVGİ – SAYGI – SAĞDUYU
sloganları ile paylaşabiliriz. Sevgi ve
bilgi paylaştıkça artar. Nitelikli Adıge
toplumu derneklerimizden akıl – fikir ve
eylem oluşturmamızı bekliyor. İzlenimlerim bu yöndendir. Adıge dernek yönetimleri olarak yeni fikirler üretme ve paylaşma etkinlikleri içinde olmalıyız. Yapamıyor isek, yapacak olanlara
devretmeliyiz. Korkuları bir tarafa
atarak, cesaret ile işe başlamak derneklerimize
kalıyor. Karar vermek ise, değerli
büyüklerimize ait olmalı. dernek
yönetimlerini de yüreklendirmek değerli büyüklerimize ve dernek üyelerimize kalsın,
demekle yetiniyorum.
7-) Bence, Adıgağenin
ve Xabzelerimizin özünü bozmadan, yaşadığımız çağın ruhuna uygun olarak
güncellemenin üzerinde de kafa yormalıyız.
Bunlar ciddi işler olup, Akıl –
okul ve girişimci insanlar ister. Hayıflanarak
bir yere varamayacağımızın artık
farkında olmalıyız. Ataleti terk
ederek, bir adım atmalıyız. Burada ifade bulan fikirler, ancak STK
kuruluşumuz olan derneklerimiz eli ile
yasal şekilde yapılabiliriz. İnsan, insanla güzeldir. beyan ettiğim tüm
sözlerim, Adıgağemizin yani
insanlığımızın kıymetini bilelim ve geliştirelim, fikri üzerine kuruludur,
8-) Burada temel
amaç, şikayet etmek ve çözüm aramaktan ziyade,
yol alırken geliştirmek ve güzelleştirmek esas prensibimiz olmalı. Sözü olan herkesin bu çatı altında özgürce,
sözünü ifade etmesine olanak tanımalıyız.
Her konuşmacıyı takdir ile karşılamalıyız. Kısacası, dernekçiliğimize
yeni bir bakış ve heyecan getirmeliyiz. Ki, heyecan ve derin istek olmadan,
ciddi işler başarılamaz. Sözlerim elbet tartışmaya açıktır. Fakat, bu gün Genel
Kurulumuz var. Sözü uzattığımın farkındayım. Nedeni ise, sesimi daha çok insanımıza
duyurmak amacına matuftur. Çünkü her
zaman böyle ortamları bulamıyoruz. Dinlediğiniz teşekkür ederim. Genel Kurul sonuçları derneğimize ve
toplumumuza hayırlı olması dileklerimle.
NOT: Bu
konuşma metni, 20 Ocak 2019 tarihinde yapılan Kayseri Birkaf Derneği Genel
Kurulunda mevcut tüm üyelerimize ve yeni seçilen Yönetim Kurulunun dikkatine tevcih
amacı ile hazırlanmıştır. Konuşmak için mikrofunu elime aldığımda, salonda
konuşma sesleri geliyordu. Divan başkanı sessizliğe davet etti ise de, aldıran olmadı. Bende, 1-2 dakika konuştuktan sonra,
sözlerimin anlaşılmayacağını düşündüm ve saygılar sunarak, mikrofonu bıraktım. Bu
sebepten toplum adına önemsediğim bu tür fikirlerimi, buradan 12. makale olarak,
saygıyla paylaşıyorum. Lütfen paylaşınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder